Ana SayfaVade Döngüsü Nedir?

Vade Döngüsü Nedir?

Bir firmanın hammadde tedarikinden başlayıp, üretim, satış ve satıştan doğan alacakların tahsiline kadar geçen süreye faaliyet döngüsü denir. Hammadde veya mamul alımı ile başlayan bu döngü; üretim, satış ve tahsilat ile tamamlanır. Bu döngünün uzaması, yani çıkan nakdin firmaya tekrar geri dönmesi için geçen sürenin artışı, firmanın faaliyetlerini daha uzun süre finanse etmesini gerektirecektir.

Örneğin peşin ödeyerek tedarik ettiği malları, stoklarında üç ay tutan, satışlarını da dört ay vadeli yapan bir firma, alım için yaptığı ödemenin nakde dönüşmesini yedi ay beklemek ve bu süreyi finanse etmek zorunda kalacaktır. Diğer taraftan stoklarını ve ticari alacaklarını iyi yöneten bir başka firma, ürünleri stokta bir ay bekletip bir ay vade ile satış yaparken, tedarik ettiği ürünleri de bir ay vadeli alıyorsa, nakit çıkışı ile nakit girişi arasında sadece bir ay geçecektir. Başka bir ifadeyle bu firma faaliyetlerini sadece bir ay finanse etmek zorunda kalacaktır.

Bu sürenin uzaması neticesinde sürecin finanse edilmesi için oluşan sermaye ihtiyacını bilançoda dönen varlıklar içinde görmekteyiz. Bir firmanın ürettiği/tedarik ettiği malların satılıncaya kadar stoklarda geçirdiği sürenin uzaması firmanın birim satış için daha fazla stok tutması gerektiği anlamına gelecektir. Örneğin yukarıdaki örnekteki ilk firma, aylık 100 bin TL üretim maliyetli satış yapıyorsa ve her sattığı mal stoklarda 3 ay bekliyorsa ortalama 300 bin TL’lik stok tutması gerekecektir.

Aynı şekilde satış vadelerinin uzaması ticari alacaklar kaleminin artmasına neden olacaktır. Bu durumda firmanın günlük faaliyetlerini sürdürebilmek için ihtiyaç duyacağı sermaye ihtiyacı artacaktır. Bir firmanın kuruluşu için gerekli olan üretim tesisi gibi duran varlık yatırımlarını gerçekleştirdikten sonra günlük faaliyetlerine başlayabilmesi için gerekli olan stoklar ve ticari alacaklar gibi varlıklara işletme sermayesi denilmektedir. Firmanın faaliyet döngüsünü yönetememesi işletme sermayesi ihtiyacını arttıracaktır.

Bir firmanın işletme sermayesini nasıl finanse ettiği ise dönen varlıklar ile kısa vadeli yabancı kaynaklar arasındaki farkın, başka bir ifadeyle net işletme sermayesinin, hesaplanmasıyla bulunmaktadır. Net işletme sermayesinin pozitif olması firmanın kısa vadeli yabancı kaynaklarından daha fazla dönen varlığa sahip olduğunun ve işletme sermayesi ihtiyacının bir kısmının uzun vadeli finansman kaynakları ile karşılandığının göstergesidir. Bu durum firmanın likidite riski açısından önemlidir. Bir yıl içinde nakde dönüşmesi beklenen dönen varlıkların, bir yıl içerisinde vadesi gelecek borçlardan daha fazla olması firmanın önümüzdeki bir yıl içerisinde likidite sorunu yaşama ihtimalinin daha az olması anlamına gelecektir.

Diğer taraftan firmanın işletme sermayesi ihtiyacının yüksek olması, firmanın dönen varlıklarını verimli yönetemediği anlamına gelmektedir. Aynı satış hacmini bir firma diğerine göre daha fazla stok tutarak ve daha fazla ticari alacak taşıyarak gerçekleştiriyorsa bu, firmanın mallarının stokta daha uzun süre kaldığını ve daha uzun vadelerle satış yaptığını göstermektedir.

Faaliyet döngüsünün uzaması, faaliyetlerin daha uzun süre finanse edilmesi gerektiği anlamına gelecektir. Bunun etkisini de bilançoda fırsat maliyeti olarak görmekteyiz. Eğer bir firma daha düşük stok ve daha düşük ticari alacakla aynı miktarda satış gerçekleştirebilecekken, faaliyet döngüsünün iyi yönetilmediği durumlarda bu kalemlere gereksizce daha fazla fon bağlamak durumunda kalacaktır. İyi bir yönetimle yüksek stok ve ticari alacaklar kalemini finanse etmek için kullanılan fonlar, getiri sağlayabilecek başka bir varlığa yatırılabilir ve firmanın hissedarları için daha büyük bir değer yaratmak üzere kullanılabilir.

Bir firmanın faaliyetlerini mümkün olduğunca daha düşük işletme sermayesi ile gerçekleştirebilmesi, firmanın finansal yönetiminin en önemli hedeflerinden birisidir.